Türk Hukukunda Tanıma Ve Tenfı̇z Davaları
Küreselleşen dünyada, bireyler ve şirketler arasındaki hukuki ilişkiler ulusal sınırları aşarak uluslararası boyut kazanmıştır. Bu durum, farklı ülkelerde verilen mahkeme kararlarının, diğer ülkelerde de geçerlilik kazanması ihtiyacını doğurmuştur. İşte bu noktada, “tanıma” ve “tenfiz” davaları önem kazanır.
Tanıma ve tenfiz, yabancı mahkemeler tarafından verilen kararların Türkiye'de “kesin hüküm veya icra kabiliyeti” kazanmasını sağlayan hukuki mekanizmalardır. Ancak, bu süreç basit bir kabul süreci değildir. Türk hukuk sistemi, her yabancı mahkeme kararını doğrudan kabul etmez; kamu düzeni, karşılıklılık ilkesi, usulüne uygun yargılama gibi kriterlere bağlı olarak değerlendirme yapar.
1.1. Tanıma Kavramı
Tanıma, yabancı bir mahkeme kararının Türkiye'de kesin hüküm veya kesin delil olarak kabul edilmesini sağlayan hukuki süreçtir. Tanıma, genellikle kişisel statüye ilişkin” kararlar için söz konusu olur. Örneğin, yabancı bir mahkemede verilen “boşanma” kararı, tenfiz gerektirmez ancak tanınması gerekir. Tanıma sağlanmadıkça, yabancı mahkemede boşanmış görünen bir kişi, Türkiye’de hala evli sayılabilir.
1.2. Tenfiz Kavramı
Tenfiz, icra edilebilir nitelikteki yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de uygulanmasını sağlayan süreçtir. Örneğin, nafaka borcu, tazminat kararı, ticari borçların tahsili gibi konular tenfiz sürecine tabidir. Tenfiz kararı alındığında, yabancı mahkeme kararı Türkiye’de icra takibine konu olabilir ve zorla yerine getirilebilir hale gelir.
1.3. Tanıma ve Tenfiz Arasındaki Farklar
|
|
Tanıma |
Tenfiz |
|
Amaç |
Kesin hüküm veya kesin delil etkisi sağlar. |
İcra edilebilirlik kazandırır. |
|
Uygulama Alanı |
Boşanma, velayet, soybağı gibi statü kararları |
Nafaka, tazminat, borç tahsili gibi icra edilebilir kararlar |
|
Sonuçları |
Hukuki statünün Türkiye'de geçerli olmasını sağlar. |
Zorla icra edilebilir hale getirir |
|
Gereklilik |
Kesinleşmiş olması yeterlidir |
Kesinleşmenin yanı sıra kamu düzeni ve icra edilebilirlik şartı aranır |
Tanıma ve tenfiz davaları, “5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)” kapsamında düzenlenmiştir. Özellikle “MÖHUK’un 50-59. Maddeleri”, bu davaların temelini oluşturur.
MÖHUK’un 54. Maddesine göre tenfiz şartları:
*Kararın Verildiği Ülke ile Türkiye Arasında Karşılıklılık (Mütekabiliyet) Olması:
Türkiye ile ilgili yabancı ülke arasında mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine ilişkin bir anlaşma veya fiili uygulama bulunmalıdır.
* Kararın Kesinleşmiş Olması:
Yabancı mahkeme kararı, verildiği ülkenin hukukuna göre “kesinleşmiş” olmalıdır.
*Türk Kamu Düzenine Aykırılık Teşkil Etmemesi:
Kararın içeriği, Türkiye'nin temel hukuk prensiplerine ve ahlaki değerlerine *aykırı olmamalıdır*.
*Savunma Hakkına Riayet Edilmiş Olması:
Davalının yargılama sırasında adil bir şekilde temsil edilip edilmediği incelenir.
Bu şartlar sağlanmadığı takdirde, mahkeme tanıma veya tenfiz talebini reddedebilir.
3.Tanıma Ve Tenfı̇z Davalarının Usulü
3.1. Görevli ve Yetkili Mahkemeler
Tanıma ve tenfiz davaları Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılır. Ancak, kararın niteliğine bağlı olarak Aile Mahkemesi veya Ticaret Mahkemesi görevli olabilir.
Yetki bakımından:
- Davalının Türkiye’de ikametgâhı varsa, “ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi” yetkilidir.
- Davalının Türkiye’de ikametgâhı yoksa “Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden biri” yetkili olabilir.
3.2. Gerekli Belgeler
Başvuru dilekçesi ile birlikte mahkemeye şu belgeler sunulmalıdır:
- Yabancı mahkeme kararının aslı veya onaylı sureti
- Kararın kesinleştiğini gösteren belge
- Kararın “Türkçeye çevrilmiş ve noter onaylı hali”
- Vekâletname (avukat aracılığıyla başvuruluyorsa)
3.3. Yargılama Süreci ve Mahkeme Kararı
- Dava “basit yargılama usulüne” tabidir.
- Mahkeme, dosya üzerinden karar verebilir veya duruşma açabilir.
- İtiraz edilmezse, mahkeme tanıma veya tenfiz talebini kabul eder ve yabancı mahkeme kararı Türkiye’de uygulanabilir hale gelir.
4.Tanıma Ve Tenfı̇z Davalarında Sık KarşIlaşIlan Sorunlar
* Kamu Düzeni Engeli: Yabancı mahkeme kararları “Türk hukuku ve ahlak anlayışına” aykırı bulunursa reddedilebilir. Örneğin, çok eşliliğe izin veren bir kararın Türkiye’de tanınması mümkün değildir.
*Mütekabiliyet (Karşılıklılık) Sorunu: Türkiye ile kararın verildiği ülke arasında hukuki iş birliği olmaması durumunda tenfiz zorlaşabilir.
*Eksik veya Hatalı Belgeler: Özellikle “kesinleşme şerhi” olmayan kararlar mahkemeden dönebilir.
*Usule Aykırılıklar: Davalıya “tebligat yapılmadan” karar verilmişse, savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle tenfiz reddedilebilir.
Sonuç
Tanıma ve tenfiz davaları, uluslararası mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerlilik kazanmasını sağlayan kritik hukuki süreçlerdir. Ancak, bu süreç basit bir onay işlemi değildir, Türk hukuku çerçevesinde titizlikle değerlendirilen bir hukuki prosedürdür.
Başarılı bir tanıma ve tenfiz süreci için:
*Eksiksiz belge sunulmalı,
*Usul kurallarına riayet edilmeli,
*Kamu düzeni kriterleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu nedenle, sürecin başından itibaren “alanında uzman bir avukattan destek almak” en doğru yaklaşım olacaktır.
(NOT: Yukarıdaki yazı sadece bilgilendirme amacı taşımaktadır. Somut olaylar yaşanması durumunda avukatınıza başvurmanızı tavsiye ederiz.)